1922 yılında düşmana karşı kazanılan büyük zafer, 102 yıl sonra yapılan törenlerle coşku ve gururla kutlandı.

Gözden kaçırmayın

DEMOKRASİ HERKESE LAZIMDEMOKRASİ HERKESE LAZIM

Şanlı ordumuzun, Afyonkarahisar’da Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile taarruza geçerek düşman işgaline karşı büyük bir zafer kazanması, Anadolu’nun Türk yurdu olarak kalacağının tüm dünyaya ispatı oldu. Afyonkarahisar’da kazanılan zafer, tam bağımsız Türk Devleti’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna büyük güç verdi. 1922 yılında düşmana karşı kazanılan büyük zafer, 102 yıl sonra yapılan törenlerle coşku ve gururla kutlandı.

Bu büyük zaferin 102. yıl dönümü, coşku ve gururla kutlandı. Kutlamalara Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca, İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Fatih Dağlı, Belediye Başkanı Burcu Köksal, misafir komutanlar, il protokolü, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan kutlama programında, Belediye Başkanı Burcu Köksal günün anlam ve önemine dair konuşma yaptı. 
Köksal konuşmasında; şu vurguları yaptı: 

Afyonkarahisarımız’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 102’nci yıldönümü dolayısıyla düzenlediğimiz törene hoş geldiniz, şeref verdiniz. 

Sayın Protokol, Kıymetli Hemşehrilerim;

Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali sonrasında Samsun’a çıkarak başlattığı Milli Mücadelemiz, Afyonkarahisar sınırları içinde olan Kocatepe’de yakılan Büyük Taarruz kıvılcımından sonra zaferle taçlanmıştır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk son dönemde ne yazık ki restorasyonu yıllar süren bu Zafer Müzesi’nde Büyük Taarruz’un sonrasını Fevzi ve İsmet Paşalar’la yönetmiş, Türk Milleti’ni layık olduğu ve asla vazgeçmediği bağımsızlığına tekrar kavuşturmuştur.

Afyonkarahisar, Atatürk’ün deyimiyle son büyük zaferin kilidi olmuştur. Milli Mücadele sırasında iki kez işgal gören Afyonkarahisar’da İsmail Şükrü Efendi’nin kurduğu Çelikalayları’nı minnetle anıyorum. İşgal günlerinin ağır baskılarına rağmen halkı bilinçlendirme faaliyetlerinden geri durmayan ve İkaz gazetesini çıkaran Koçoğlu Şükrü Bey’i minnetle anıyorum. 

2 Ağustos 1920’de Mustafa Kemal Paşa’nın Afyonkarahisar’a gelerek topladığı kongreye katılan bütün vatansever büyüklerimizi minnetle anıyorum. 

Afyonkarahisar Redd-i İlhak Cemiyetini, sonrasında Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni kuran atalarımızı minnetle anıyorum.

İşgal günlerinin o karanlık döneminde Ayvalık’ta düşmana karşı ilk kurşunu atan büyük devlet adamı Ali Çetinkaya’yı minnetle anıyorum. 

Milli Mücadele sırasında cephedeki savaşın yanı sıra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “istiklal aşkıyla” milleti temsil eden kahraman milletvekillerimizi minnetle anıyorum. 

Kurtuluş Savaşı, aynı zamanda kadınlarımızın onur mücadelesidir. Kadınlarımızın canı, kanı, namusu vatandır. Kadınlarımız bilirler ki vatanımızda düşmanı def etmeden bize rahat yoktur. Büyük Taarruz’a katılan Kara Fatma nezdinde bütün kadınlarımızı minnetle anıyorum. 


Sayın Protokol, Kıymetli Hemşehrilerim;
102 yıl sonra bu kürsülerde, konforlu pencerelerden Kurtuluş Savaşımızı anlatmak kolay. O günleri satır satır kaleme alan Yakup Kadri Karaosmanoğulları’nı, Falih Rıfkı Atayları unutmak mümkün mü? Onların tarihe ışık tutan kalemleriyle biz bugünlerimizi daha iyi anlıyoruz. 

Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk’ün Kocatepe’de Büyük Taarruz emrini verdiği anlarda çektiği fotoğraflarla Türk Milleti’ne büyük bir simge hediye eden EtemTem’i minnetle anıyorum. 

Kurtuluş Savaşımız, güçsüzlük nedir bilmeyen şanlı bir milletin 10 bin yıllık tarihinde yazdığı destanların bir özeti gibidir. Yine Atatürk’ün deyimiyle dahili ve harici bedhahlara karşı topyekûn verdiğimiz mücadele, mazlum milletlere de örnek olmuştur. 

Ta, işgal günlerinde “Geldikleri gibi giderler” cümlesiyle kararlılığını ortaya koyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi silah yoktu bulundu, haberleşme yoktu kuruldu. 

O gün yokluk  içinde yaşayan bu asil millet, güvenebileceği bir lideri bulunca liderin peşi sıra gitti; ekmeğini bölüştü, canını verdi, elindekini avucundakini vatan uğruna feda etti. 


Sayın Protokol, Değerli Hemşehrilerim:

Buradan bir hatırlatma yapmak istiyorum.

Çocuklarımıza, gençlerimize elimizden geldiği kadarıyla güzel imkânlar sunmaya çalışıyoruz. Bu imkânları kimlerin sayesinde elde ettiğimizi gençlerimize ve çocuklarımıza öğretmek boynumuzun borcu. 

Gelin Başkomutanlık Milli Parkı’nı hep birlikte tanıtalım.
Gelin ülkemizin dört bir yanından ilkokuldaki çocuklarımıza, ortaokul-lise ve üniversitedeki gençlerimize Kocatepe’yi tanıtalım. 
Cumhuriyet’in kazanıldığı bu bereketli topraklarda kurtuluşu ve kuruluşu anlatalım. 
Bizim kökü dışarıda olan başarı öykülerine ve dışarıdaki rol modellere ihtiyacımız yok.
Bizim, kendimize güvenmemize, kendimizi tanımaya ihtiyacımız var. 

Tüm vatandaşlarımızı yılın 365 günü Afyon’a, Kocatepe’ye davet ediyorum. 

Gelin Sarışın Bir Kurda benzeyen o büyük başkomutanı Kocatepe’de anlayalım.

Gelin, “asker ne yiyorsa biz de onu yiyelim” diyen Milli Mücadele kurmaylarımızı, Afyonkarahisar’da coşkun bir sel gibi hatırlayalım.

Gelin, bu davet bizim!

Değerli Protokol, Kıymetli Hemşehrilerim;

Büyük Taarruz’un, Afyonkarahisarımızın kurtuluşunun ve Büyük Zaferimizin 102’nci yıldönümünde, başta Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü olmak üzere Milli Mücadelemizin kurmay kadrosunu, Milli Mücadelemiz’in ünlü ve isimsiz kahramanlarını, cephe gerisinde büyük hizmetler veren fedakâr büyüklerimizi, tüm şehitlerimizi, gazi olup hayatını kaybeden atalarımızı rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. 

Bugün burada bulunan tüm vatandaşlarımız, törenimize katılan tüm değerli protokol üyeleri… Hepimiz Kara Fatmayız, hepimiz Ali Çetinkayayız, hepimiz İsmet Paşayız ve elbette hepimiz Mustafa Kemal Atatürk’üz.

Kurtuluş Savaşının meşalesi Afyonkarahisar’dan yakıldı. Yılmaz bir Atatürk Milliyetçisi ve Cumhuriyet Kadını olarak bu meşaleyi taşımaktan onur ve gurur duyuyorum.

Zaferimiz kutlu olsun!

Belediye Başkanı Burcu Köksal'ın konuşmasının ardından Jandarma Genel Komutanlığı Merasim Ekibi’nin Silahlı Hareketler Gösterisi, katılımcılardan büyük alkış aldı. Coşkuyu zirveye taşıyan Üzüm Salkımı gösterisi ise Jandarma Genel Komutanlığı helikopteriyle gerçekleştirildi. Uluslararası Halk Oyunları Ekiplerinin gösterileri ilgiyle izlenirken, Genelkurmay Başkanlığı Mehteran Takımı’nın gösterisiyle kutlamalar sona erdi.