Gözden kaçırmayın

DEMOKRASİ HERKESE LAZIMDEMOKRASİ HERKESE LAZIM

Afyon 2019 yılında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı kapsamında Türkiye’nin üçüncü gastronomi kenti olarak seçildi. İlk ikisi Gaziantep ve Hatay

O dönem Vali Mustafa Tutulmaz Belediye Başkanı Burhanettin Çoban ve Afyon Kocatepe Üniversitesinden Mustafa Sandıkçı Hocanın büyük emek ve katkıları yanı sıra Afyon Aşçılar Derneği Başkanı Hamza Kalkan ve gizli bir isim daha var ki bu derneğin kurulmasında büyük destek sağlayan Av. Hatice Gök bu oluşuma imza atanlardı.

                          En uzun lokum ile dünya rekoru

 

Bu kez 6. Yapıldı her daim söylediğimiz bir konu vardı festivalin panayır havasından çıkması ve özüne dönmesi gerekiyordu.Önceki yıllarda dananın yakılması geçen yıl ise Afyon Festivalinde Maraş Dondurması kesilmesi gibi abuk örnekleri bu kez görmedik.İlin değerini gösteren lokum 114 metre yapılarak Guinness rekorlar kitabına girmeği de başardı.

Burada Afyonkarahisar Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı , Belediye Başkanı Burcu Köksal ve Kent Konseyi Başkanı Ahmet Akkent’ile ekiplerinin gece gündüz çalışarak bu tanıtımı aksaksız yapılması konusunda ter döktüklerini gördüm.

Ama

İşlerimin yoğunluğundan dolayı bu etkinliğin sadece Gala yemeğine katılabildim.

Orada ki gözlemlerimi paylaştıktan sonra Afyon lezzetleri konusunda bir iki kelam ederiz.

 

 Gala yemeğinde sınıfta kalanlar

Gala Yemeğinde ildeki lokanta ve otellerin mutfaklarında ayrı ayrı hazırlanan yemekler servis edildi.

Masadaki salata içinde yer alan galeta bayattı. Bir parça aldım. Dişlerim kırılacaktı nerdeyse bıraktım hemen.

Sonrasında diğer yemekler sıra sıra gelmeye başladı. Keşkek olmamış. Damak Şuhut Keşkeğine alışmış olacak ki bu keşkek ile uyum sağlamadım. Tandırlı keşkek olmaz ki.

Sucuk az pişmiş bir parça ancak yiyebildim.

Göce köftesi ve  tandır güzeldi.  Patlıcan kebap ilimize yaraşır düzeyde olmuş.

Ama o meşhur Afyon kadayıfı ve üzerindeki kaymak.

Kusura bakmayın ama kaymak ekşiydi.

Yiyemedim. O da kaldı masada.

Yanımdaki arkadaşlara sordum.

Olur ya uzun zamandır diyete devam eden birisi olarak damak tadım mı değişti ki bana böylesi tatsızlıklar yaşattı acaba diyerek.

Masadaki gazeteci meslektaşlarımda benimle aynı görüşte olduklarını öğrenince damakta mesele olmadığına da sevindim.

Bol bol hoşaf ve su içtiğim Gala Yemeğinden birazda şaşkın bir halde ayrıldım.

 

  Lezzet ve kültür birleşir

 

Şimdi

Ülkelerin illerin ekonomik sosyal yapısı hatta siyasal durumu o yörenin lezzetine de etki eder.

Afyon her şeyden önce hayvancılığı ve belli başlı tarım ürünleriyle ön plana çıkıyor.

Sucuk, Manda kaymağı ekmek kadayıfı ve lokum önemli lezzetlerimiz.

Afyon’un bir diğer değeri ise,  kente adını da veren haşhaş.

Haşhaş konusunda bir hatıramı da paylaşmak isterim.

Gençlik yıllarım.O dönemin CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ABD nin koyduğu haşhaş ekme ambargosuna kafa tutuyor.

Mitingi izliyorum bir kenarda.

Mavi gömlek kasket ve çok düzgün bir Türkçe ile halka hitap ediyor Ecevit.

‘Haşhaşı ekeriz üsleri sökeriz’ Sloganları kesiliyor konuşması sık sık.

Ecevit alandan aldığı çoşku ile ABD ye resti çekiyor Afyonkarahisar’da.

Tekrar gelelim haşhaşa

Haşhaşın bol yetiştirilmesi mutfakta da kendini gösteriyor ve hamur işlerinin hemen hepsi; börekler, bükmeler, katmerler, gözlemeler hep haşhaşlı.

İki dönem ekiyoruz Haşhaşı

Ekim ayında ekilen haşhaşa güzlük, Mart ve Nisan aylarında ekilen haşhaşa yazlık haşhaş var.

 Bunların yapımında haşhaş tohumu kullanılsa da asıl haşhaş ezmesi çok sık kullanılan bir ürün. Patatesli köy ekmeği ve üzerine sürülen haşhaş çocukluğumuzun güzel lezzetlerini oluşturuyordu.

Patates, patlıcan ve baklagiller de bölgenin mutfağımızda yer alır.

. Mesela çeşit çeşit keşkek türleri her sofrada karşımıza çıktı.

Geceden çömlek içinde fırına konulur. Sabaha kadar sine sine pişmesi beklenir.Sonrasında o keşkeğin dövülmesi bir sanattır. Tereyağı ve salça sosu ile servis edilir.

Keşkeğin üzerine öyle tandır eti olmaz..Keşkek büyükbaş hayvanın kuyruk sokumu kemiği ile lezzetini alması lazım.

Göce köftesi; aşurelik buğdayın kırılmış hali olan göce ile köftelik bulgurdan (buna düğü deniyor) hazırlanan bir vejetaryen köfte.

 Sıcak suda bekletilip, rende soğan ve un, nane ve yumurta ile karıştırılıp yoğurduktan sonra elde ettiğiniz bulgur köftesi  Sonrasında bunları güzelce haşlayıp sarımsaklı yoğurtlu bir sosla servis edilir.. Bulgur zaten Anadolu coğrafyasının simgesi;

Ve  Afyon mutfağının bamya çorbası. Bu bamya yanında Afyon böreği ile farklı bir lezzet verir.

Düğünde törende toplantılarda sarma dolma,biber dolması,sütlaçında yer aldığı Afyon mutfağında 10 dan fazla yemek servisi yapıldığından bu bamya yenilen bu ağır yemeklerin de sindirime iyi geliyor benden söylemesi.

Bir kent gastronomide iddialıysa,

Lezzet peşinde kente gelen gastronomi tutkunlarının iyi bir yemekten ne beklediğini bilmeli.

Yemek kültürü  lezzetli, yöresel stilde bir yemek yansıra garsonların servis stilinden yemeklerin doğru şekilde anlatımına, porsiyon sunumlara, içkisi ve sohbetiyle tam bir deneyim sunulmalı.

 

Gastronomi Avcısı diyor ki

‘ Festival enflasyonu var’

 

Burada bir noktayı da paylaşmak isterim.

Gastronomi de olmak üzere son yılarda ülkemiz bir festival cenneti haline geldi. Böylesine festivallerin olması yarar değil zarar veriyor diyordu ayak üstü sohbet ettiğim ülkemizin önemli bir lezzet avcısı.

Bunu Afyon özelinde demiyorum diyerek ekliyor ve anlatıyordu.

.’ Her köşede bir etkinlik, her köşede bir lezzet şöleni var. Festivallerin artışı,bıkkınlığa yol açıyor.Festivallerin birbirini tekrar eden konseptleri, aynı yüzlerin ve markaların defalarca sahne alması, sektördeki yenilik arayışını baltaladı. Gastronomi dünyasında gerçek yeteneklerin, özgünlüklerin kaybolmasına neden oldu. Artık festivaller sadece belirli markaların ve isimlerin kendini pazarlama aracı haline geldi. Festivallerin niceliği değil, niteliği önemsenmeli. Sektör, daha özgün ve yenilikçi etkinliklere ev sahipliği yapmalı. Sadece kalabalıkları değil, gerçek gastronomi tutkunlarını hedefleyen, eğitici ve ilham verici etkinlikler düzenlenmeli.; Sektörün karşı karşıya olduğu en önemli tehlike olan festival enflasyonu var. Bu hem sektörü hem de tüketiciyi olumsuz etkiliyor. Sektöre hem güç hem de itibar kaybettiriyor. Bu kaybı engellemek için acilen festival tarihleri ve içeriklerinin bir otorite tarafından kontrol altına alınması gerekiyor. ‘ diyordu.

Doğru söze ne denir diyerek noktayı da koyalım.

6. Afyon Gastronomi festivalinde emeği geçenleri tekrar tebrik ediyorum.

Önümüzdeki yıllarda daha güzel etkinliklerin olacağı umuduyla mutlu ve aydınlık yarınlar diliyorum.

İsmail AKAR