Gün FM’de yayınlanan Basın Odası programında siyaset dilinin sertleşmesi ve bunun topluma etkileri konuşuldu.

Gözden kaçırmayın

Suriye gelişmelerini doğru okumak Suriye gelişmelerini doğru okumak

Sert üslup genelden yerele yayılıyor

Parti liderlerinden en alt seviyeye kadar siyasilerin sert bir dille mesajlar verdiğine değinen Gazeteci İsmail Akar, “Liderlerin sert üslubu il teşkilatlarına da yansıyor. İl genelinde gündemdeki konulara baktığımızda siyasilerin atışmaları başı çekiyor. Siyasilerin gergin ve sert üslubu topluma da yansıyor. Maalesef her kesimden insan oldukça gergin. Ekonomisi bozulan insanlar mutsuz ve gergin bir şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar. Siyasilerin kaostan beslenmemeleri lazım. Siyasetin seviyesi korunmalı ve siyasiler üsluplarına özen göstermeliler diye düşünüyorum. Bakın 1980 öncesi Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş  birbirlerine ağır ve sert dil kullanan parti liderleriydi. Ama 12 Eylül faşist darbesiyle hepsi bir torbaya konulup Zincirbozan’a gitmişti ve orada yaşadıklarının öz eleştirilerini yapmışlardı” dedi.

Genel Başkanların dili yerele sirayet eder

CHP Lideri Özgür Özel’in genel başkan seçilmesiyle Türk siyasetinde daha ılımlı bir hava estiğini söyleyen Gazeteci Hakan Dilek, “İlk başlarda Özgür Özel-Cumburbaşkanı Erdoğan görüşmeleri ve ziyaretleri Bahçeli’nin Özel’e yakınlaşmasını görmüştük. Ancak bu hava uzun süre korunamadı. Belediyelere kayyum atamaları ile başlayan süreç ve akabinde MHP Lideri Bahçeli’nin Öcalan’la ilgili açıklamaları siyasetin dilini daha da sertleştirdi. Vatandaş geçim sıkıntısı yaşadıkça haliyle gerginleşiyor. Siyasilerin sert mesajları topluma kötü örnek oluyor. Bu nedenle siyasilerin doğru ve güzel mesajlar vererek topluma iyi örnek olmaları gerekiyor. Yukarıdan kullanılan dil, aşağıya il başkanları ve yerelde parti temsilcilerine kadar sirayet ediyor diye düşünmekteyim” şeklinde değerlendirmede bulundu.

 Yerel siyasetçi de topluma örnektir

Siyasette kullanılan dilin zaman zaman yakışıksız bir hale döndüğünü kaydeden Gazeteci Ahmet Tunca, “Özellikle TBMM’de bazı vekillerin konuşmalarını izlerken çok üzülüyorum. Fikirlerini savunurken çok ağır ifadeler kullanıyorlar. Oysa orası milletin meclisi. Bir seviyeyi korumak lazım. Geçmişte sert ifadeleri geçtik yumruklaştıklarına bile şahit olduk. Bunlar doğru değil. Eski siyasilerin birbirilerine karşı esprili tutumlarını özledik.Tabiî ki yukarıdan gelen rüzgar ilimize de yansıyor. İl Başkanları veya parti temsilcileri arasındaki atışma ve eleştiriler hakaret nokrasına kadar ulaşıyor. Konuşanların topluma model ve örnek olduklarını unutmamak lazım. Eleştiri tamam ama hakaret olmaz. Siyasetçiler iki düşünüp bir konuşmalı” dedi.

Tansiyonun yükselmesi normal

Esprili dille siyasetin zor olduğunu belirten Gazeteci Polat Yılmaz, “Bağırmak, çağırmak, kavga etmek kolay. Espri yapmak ince bir zeka ister. Fakat sertleşen dile rağmen her şeyin konuşuluyor olması önemli. Çünkü etrafımızdaki bazı ülkelerde bu mümkün değil. Demokrasiden uzak yaşıyorlar. Siyasetin üslubunun yumuşaması gerekir. Ancak bazen siyasette tansiyonun yükselmesi de normal. Sadece hakarete varan sözlerden ve seviyesiz üsluptan kaçınılmalı. Bu yerelde siyaset yapanlar içinde geçerli bir bakış açışıdır” diye konuştu.

Programın ikinci bölümünde yeni asgari ücret ve en düşük emekli aylığının ne kadar olacağı ile ilgili tahminler de paylaşıldı. Programın Moderatörü İsmail Akar yeni asgari ücreti 22 bin 222 TL, en düşük emekli maaşını ise 15 bin TL olarak öngörürken, Gazeteci Hakan Dilek yeni asgari ücretin 25 bin, en düşük emekli maaşının ise 20 bin TL olacağını söyledi. Gazeteci Ahmet Tunca asgari ücret ve en düşük emekli maaş tahminini 20 bin Lira olarak açıkladı. Gazeteci Polat Yılmaz’ın yeni asgari ücret tahmini 25 bin TL, en düşük emekli maaşı ise 15-16 bin TL oldu.

Basın Odası’nın son bölümünde Afyonspor’un durumu da değerlendirildi. Ve bu gidişatla Afyonspor’un 3.lig kapısına dayandığı açıklandı.