Gözden kaçırmayın
Başkan Özaşkın Yol Çalışmalarını İncelediAbdullah Kaptan Konferans Salonunda düzenlenen seminere; akademik, idari personel ve öğrenciler katıldı.
Seminerin açış konuşmasını yapan Eğitim Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Nasibe Kandemir Özdinç, öğrencilere sahadaki deneyimin önemli olduğunu belirterek, eğitimin özellikle meslek hayatına atılacak adaylar için kritik bir fırsat olduğunu söyledi. Deneyimsel Oyun Terapisti ve Selçuk Üniversitesi Psikoloji Bölümü, Klinik Psikoloji Anabilim Dalı Başkanı Dr. Fatih Mehmet Aslan ise çocuk psikolojisinde oyunun yeri, ebeveyn tutumları ve oyun terapisinin sağaltıcı etkisini ele aldığı konuşmasında eğitici oyunların çocuğun zihnini, iyileştirici oyunların ise ruhunu beslediğini söyledi. Akademik unvanlardan ziyade sahadaki pratik deneyime önem verdiğini belirten Aslan, “Çocuğun ruhuna girmek için gerekirse tiyatro yapmalı, empati kurmalısınız. Kanserli birini anlamak için kanser olmak gerekmez ama onun duygusunu hissetmek gerekir” dedi.
“Sürekli öğreten ebeveyn olmayın”
Türkiye’deki ebeveyn ve eğitimci profilinin yüzde seksenin çocukla oynarken sürekli bir şeyler öğretme kaygısı taşıdığını ifade eden Aslan, “Çocuklarımıza sürekli renkleri, sayıları, hayvanları öğretmeye çalışıyoruz. Bir oyuncakla oynarken bile ‘O ne? Zürafa değil mi?’ diyerek çocuğu sınıyoruz. Bunlar eğitici oyunlardır ve gereklidir. Ancak çocuğun travmalarını, duygusal yaralarını saran şey bu değildir. Çocuğun iyileşmesi için ‘İyileştirici Oyun’a, yani çocuğun yönlendirdiği, yargısız ve öğretme amacı gütmeyen bir alana ihtiyacı vardır” diye konuştu.
“Oyun terapisinde çocuk konuşur, oyuncaklar ise onun kelimeleridir”
Seminer ardından öğrenciler; oyuncaklarla donatılan alanda ebeveyn ve çocuk rollerine girerek interaktif bir uygulama gerçekleştirdi. Bu canlandırmalar üzerinden katılımcıların kendi çocukluk deneyimlerini ve mevcut ebeveynlik tutumlarını analiz eden Aslan, “Oyun terapisinde çocuk konuşur, oyuncaklar ise onun kelimeleridir” dedi. Okul öncesi öğretmenliğinin akademik bir hazırlık sürecinden ibaret görülmemesi gerektiğinin altını çizen Aslan, “Okul öncesinde okuma yazma öğretilmez, akademik kavramlara boğulmaz. Bu dönem, çocuğa kimlik ve kişilik kazandırılan, ‘insan olmanın’ öğretildiği en kritik dönemdir. Bu yüzden dünyanın en kutsal mesleğini icra edeceksiniz” ifadelerini kullandı.
Seminer, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.





Yorumlar
Yorum Yap