Yukarıdaki isimlerle ilgili bir kitap yazılmış.

Nereden geldi bilmiyorum, kitaplığımı kurcalarken elime geçti.

Ayırdım bir kenara koydum.

Bir süre sonra okumaya başladım.

Sıkıldım.

Pek hoşuma gitmedi.

Hani okullarda kitaplar vardır. Matematik dersi ya da yurttaşlık bilgisini öğretir.

İşte öyle bir şey.

Başından bir kitaba giriş yaparken sevememiş, kitaba dalamamışsam, o kitap kaldığım yerde çakılıp kalacaktır.

Yani okunmayacaktır.

İsimler bana hep bir bilinmeyeni çağrıştırıyor.

Ama demek ki zamanında, bu güne kadar edindiğim kültür ile örtüşmüyor bıraktım. Adı gibi tadı yok.

Hani eskilerden kalan bir atasözü olmuş deyim var.

“Kitap olsun,

Kadın olsun

cildine aldanma içini oku!”

“Kapakların dış görünüşlerine aldanmayın” diyen bu sözü hiç unutmadım.

Yanıldığım, yenildiğim de olmuştur. Ancak bazı pırıltılar hep yalancı olur, insanda yaralar açar.