Gözden kaçırmayın
“Denetimli Serbestlikte esas hedef toplumsal uyumun sürekliliğidir”“Erken yaşta evlilik çocuğun gelişimini olumsuz etkiliyor”
Çocuk yaşta evliliklerin bir çocuk hakkı ihlali olduğuna vurgu yapan Özkan,“Çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler; çocuğun fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimini olumsuz etkiliyor. Bu evlilikler aynı zamanda kadına ve çocuğa yönelik şiddetin bir biçimi olarak kabul ediliyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün rapor ve eylem planlarında, bu sorunla mücadele için yasal, idari ve toplumsal düzeyde pek çok önlem sıralanmış durumda. Ancak bu sadece hukuki değil, aynı zamanda ciddi bir ruh sağlığı ve halk sağlığı sorunudur” dedi.
“Ruh sağlığı açısından ciddi riskler taşıyor”
Erken yaşta evlenen çocuklarda ruhsal sorunların sık görüldüğünü belirten Özkan, “Bilimsel çalışmalar, çocuk yaşta evlenen bireylerde depresyon, kaygı bozuklukları, travma sonrası stres belirtileri, düşük özgüven ve hatta intihar düşüncelerinin daha sık olduğunu gösteriyor. Üstelik bu evliliklerden doğan çocuklar da, anne-babanın yaşadığı psikososyal zorluklar nedeniyle ruhsal ve gelişimsel açıdan risk altında büyüyebiliyor. Yani sorun sadece evlenen çocuğu değil, bir sonraki kuşağı da etkiliyor” diye konuştu.
“Farkındalık çalışmaları sürdürülmeli”
Erken yaşta evliliklerin önlenmesinde eğitimin kilit rol oynadığını vurgulayan Özkan, “Bu konuyla ilgili farkındalık çalışmaları mutlaka sürdürülmeli. Yapılan çalışmalar sayesinde geçmiş yıllara göre bir azalma olduğu görülüyor; ancak hâlâ her yıl binlerce çocuk evleniyor. Özellikle başta kız çocukları olmak üzere tüm çocukların eğitimde kalması sağlanmalı. Toplumsal cinsiyet eşitliği güçlendirilmeli. Bu sadece kız çocuklarının değil, erkek çocuklarının da bilinçlendirilmesini gerektiriyor. Çünkü kalıcı değişim ancak toplumun tamamı dönüşürse mümkün” ifadelerini kullandı.
“Erken yaşta evlilik önlenebilir bir sorundur”
Özkan sözlerini şöyle tamamladı: “Erken yaşta evlilik kader değildir. Eğitim, güçlü sosyal destek sistemleri, çocukları erken fark eden okul ve sağlık yapıları ve etkin yasal uygulamalarla bu sorun önlenebilir. Her çocuğun güvenli bir ortamda büyüme ve potansiyelini gerçekleştirme hakkı vardır.”





Yorumlar
Yorum Yap