Yeni vergi taslağı günlerdir kamuoyunu meşgul etmeye devam ediyor.
Bir tarafta ayda 10 bin lira veya biraz geçen emekli parası ile gıda harcamalarını bile karşılamakta zorlanan emekliler.
Bir tarafta günlüğü 500 liraya çalışan asgari ücretliler.
Yine hak ettiği maaşının yüzde 25 ila yüzde 40 lara varan oranda gelir vergisi ödeyen çalışanlar.
Diğer yanda işyeri veya şirket sahibi olarak çalışıp istihdam yaratmaya çalışan katma değer sağlayan küçük ve orta boy işletme sahipleri ki bunlarda ellerine veya kasalarına giren paranın ¼ nü devlete ödemek zorunda olanlar.
 
 Dolaylı Vergiler toplanan verginin yüzde 70 e yakın
Ve aldığı her üründe katma değer ,özel tüketim vergisi vb adlarla her gün ama her gün harcama yapanların oluşturduğu dolaylı vergiler ki bu oran toplanan vergilerin 2/3 nü oluşturuyor.
Toplanan vergilerin elde edilen kaynakların doğru düzgün adil bir şekilde aktarılıp aktarılmadığı da ayrı bir muamma
Elde edilen gelir yapılan harcamalara yetmeyince yeni gelir kaynakları bulmak zorunda kalan iktidar aylardır yeni vergi taslağı üzerinde çalışmaya devam ediyor.
Önce verginin tarihsel sürecine bakalım
İnsanlık 12-13 bin yıl önce yaşanan tarım devriminin ardından tamamen yeni bir yaşama düzenine geçtiğinde bu düzenin getirdiği yeni icatlardan biri vergi.
Köydeki derebeyi de haraç adı altında vergi alıyordu, 
Tarihin yazdığı ilk büyük devlet olan Sümerler de. Vergi var.  Mısır firavunları üretilen buğdayın üçte birine vergi adı altında el koyarmış.
Verginin varlığı ve mecburiyeti insanlığın demokrasi ile tanışmasına yol açıyor. 1215 tarihli Magna Carta kralın vergi salma yetkisinin sınırlanması belgesi olarak tarihsel yerini alıyor.
 ,
İşte topladığı vergilerde hesap verilir olup olmaması da demokrasinin ayaklarını oluşturuyor.
          Totaliter rejimlerde hesap verilme olmaz.Yarı demokrasi rejimlerde ise kısmen hesap   verilebildiğini görmekteyiz.
            Tam demokrasi olan ülkelerde ise gelir ve giderler şeffaftır.Hesap verilebilirlik esastır.
 
  Bütçe açığı yüzde 6.5 
Günümüzde dönersek. . Bugün milli gelirimizin yüzde 6,5’una ulaşan bütçe açığımız var.
Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bütçede yaratılan her açık sonunda döner dolaşır vatandaşa enflasyon olarak yansır. 
Türkiye şimdi o enflasyonu indirmeye, yani bütçe açığını kabul edilebilir seviyeye getirmeye uğraşıyor. 
Günlerdir vergi artışları ve taslak çalışma bu yüzden var.
Ana maddeler halinde baktığımızda karşımıza çıkan tabloyu paylaşalım.
Tasarıya göre Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları ve Gayrimenkul Yatırım Fonları’nın gayrimenkullerden elde edilen kazançlar dolayısıyla asgari kurumlar vergisi ödenmesi öngörülüyor.
 
Mevcut kurumlar vergisi yasasına göre, yatırım fon ve ortaklıklarının kazançlarının tamamı kurumlar vergisinden istisna.
Düzenlemenin 1 Ocak 2025’ten itibaren elde edilen kazançlara uygulanması durumunda 7,2 milyar TL gelir etkisi olacağı tahmin ediliyor.
  
Basit usul mükelleflere sınırlama geliyor 
-Bugüne kadar ‘basit usulde’ vergilendirilen 825 bin mükellefin son üç yıldır hiç vergi ödemediğini biliyoruz. 
Şimdi onları ‘gerçek usulde’ vergilendirmek istiyor devlet.
-Vergi paketiyle toplumun bir hayli geniş kesimlerine ‘asgari gelir vergisi’ getiriliyor.
Bu vergi, tahakkuk eden kurumlar vergisi, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının yüzde 10’u olarak hesaplanan asgari vergiden veya beyan edilen hasılatın yüzde 2’si matrah kabul edilerek kurumlar vergisi oranında hesaplanan asgari vergiden, yüksek olanından az olamayacak.
 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere başlanılacak olan uygulama ile 2025 yılı için ilave 90 milyar TL yıllık gelir etkisi öngörülüyor.
Asgari gelir vergisi
Çalışmada, ticari, zirai ve serbest meslek faaliyetleri nedeniyle yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeye mecbur olan mükellefler için asgari gelir vergisi uygulaması getirilmesi öngörülüyor. 
Yap işlet ve KÖİ’de yüzde 30 vergi
Taslakta, yap-işlet-devret ve kamu-özel işbirliği (KÖİ) ile yapılan projeler kapsamında elde edilen kazançların vergisinin de artırılması planlanıyor. Bu oranın yüzde 25 yerine yüzde 30 olarak uygulanmasının bugün itibarıyla 44 mükellefi ilgilendirdiği ve yeni uygulamanın 557 milyon TL kurumlar vergisi etkisi oluşturacağı belirtiliyor.
 
Vatandaşı doğrudan ilgilendiren düzenlemeler
Engelli araçları istisnası
Türkiye’de 2024 yılı için hesaplanması gereken ÖTV ve diğer her türlü vergiler dahil satış bedeli 1 milyon 591 bin TL’nin altında olan binek otomobiller, engellilik derecesi yüzde 90 veya daha fazla olanlar için 5 yılda bir kez olmak üzere ÖTV’den muaf tutuluyor.
Hazine çalışmasına göre, bu satışlar nedeniyle vazgeçilen ÖTV tutarı 2024’te 54,8 milyar TL, KDV tutarı da 10,9 milyar TL. 2024 yılının ilk 5 ayında satılan araçların yaklaşık yüzde 30’u bu şekilde satıldı. 
Taslak çalışmada istisnadan yararlanma süresinin 5 yıldan 10 yıla çıkartılması ve taşıtların veraset yoluyla intikalinde istisnaya konu vergilerin mirasçılar tarafından ödenmesi öngörülüyor.
 
Yurt dışına çıkış harcı 1500 TL
Yurt dışı çıkış harcı bugün itibarıyla 150 TL olarak uygulanıyor. Taslak çalışmada, bunun 1500 TL’ye çıkartılması, harcın her yıl yeniden değerleme oranında artırılması öngörülüyor. 
Taslakta 2023 yılında 8,7 milyon kişinin harç ödeyerek yurt dışına çıktığı, 2024’te bu sayının gerçekleşmesi halinde yıllık gelir etkisinin 12,6 milyar TL olacağı hesaplandı.
 
Moto kuryelere vergi
Ticari kazanç mükellefi olan 126 bini aşkın moto kuryelere bu hizmetleri karşılığı yapılan ödemelerden yüzde 15 oranında tevkifat yapılması ve bir takvim yılı içinde elde ettikleri gelirlerin tarifenin dördüncü dilimini aşmaması halinde tevkifatın nihai vergileme olması, aşması halinde ise beyanname verilmesi öngörülüyor. Bu düzenlemeden beklenen gelir etkisi 3,9 milyar TL.
 
Serbest meslekte hasılat takibi
Taslakla serbest meslek erbabı ile ticaret erbabının bir ayda 3, yılda da toplam 12 kezden az olmamak üzere yapılacak yoklamalarla günlük hasılatlarının tespit edilmesi, mükellef tarafından beyan edilen hasılat ile yoklamalarda tespit edilen hasılat arasında bir fark bulunması halinde mükellefin izaha davet edilmesi öngörülüyor. 
Bunun yeterli görülmemesi halinde de yapılmış hasılat tespitleri esas alınarak vergi dairesi tarafından re’sen tarhiyat yapılması ve vergi incelemesi başlatılması planlanıyor.
 
Vergi usulsüzlük cezaları artıyor
Taslak çalışmada, vergi usulsüzlüklerine uygulanacak cezaların da artırılması öngörülüyor. Bu kapsamda kesilecek yeni ceza tutarı ve tahsilat gerçekleşmelerinin tahmini 2 milyar TL olması hedefleniyor.
 
OSB’lere kısmi istisna
Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin altyapı ve küçük sanayi sitelerindeki işyerlerinin inşaasına ilişkin süreçlerde uygulanan KDV istisnalarının da daraltılması planlanıyor.
 Bu çalışmanın etkisinin de 616 milyon TL olacağı tahmin ediliyor.
 
Değer kazancındaki istisnalar kalkacak
Gelir vergisi kanununa göre, gayrimenkullerin, hakların, gemi ve gemi paylarının iktisap tarihinden itibaren 5 yıl içinde satılması halinde elde edilen değer artışı kazançları vergiye tabi. Düzenlemeyle 5 yıllık istisna süresi sadece bir konut için uygulanacak. 2023 yılına ilişkin olarak 12 binden fazla mükellefin 4,4 milyar TL matrah üzerinden 1,2 milyar TL vergi ödediği hesaplandı. Sonuçta bu günler daha iyi günlerimiz keşke yanılsak ama önümüzdeki süreç çok zorlu günlere gebe bilesiniz.
Padişahın biri halkının vergiye karşı hangi noktadan sonra direneceklerini test etmek ister. Bunun için vezirlerini çağırır.
Vezirleri huzura çıkar, saygılı bir şekilde beklerler.
Padişah;
— Köprülere adam koyun, geçenden bir akçe alsınlar! der.
Aradan bir süre geçtikten sonra Padişah vezirlerine sorar:
— Nasıl, halk hayatından memnun mudur? Herhangi bir şikâyet var mı?
Vezirler:
— Hiç bir tepki yok Sultanım!
— İyi o zaman. Köprünün diğer tarafına da bir adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın!
Aradan bir süre geçmiş, Padişah tekrar sormuş vezirlerine:
— Var mı halinden şikâyet eden?
— Yok!
Halkının tepkisizliğine kızan Padişah, gürlemiş:
— Köprülerin ortasına da birer adam koyun
Aradan birkaç gün geçmiş, halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen Padişah, çağırmış vezirlerini,
—Halkı dinleyelim hele bir, demiş.
 
Gitmişler köye, Padişah sormuş:
— Halinizden memnun musunuz, var mı bir şikâyetiniz?
Ses yok. Padişah tekrar :
—Taş üstünde taş omuz üstünde baş komam! Var mı şikâyeti olan hemen söylesin!
Diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş:
—Padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!
—Eeee! demiş Padişah bir umutla… Ne olmuş o köprünün ortasındaki adama?
— Aksamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoruz, mümkünse bir adam daha koysanız…