Yazımıza başlarken şunu açık ve net yazalım.

Ekonomi ile ilgisi olmayan ve rakamları sevmeyen okuyucu boşuna bu yazıyı okuyup gözlerini yormasın.

Konumuzu anlaşılır hale getirmek adına rakam ve veriler vermek zorundayız.

Çevremizde gördüğümüz emeklilerin dinledikçe karamsar bir hal alıyoruz.k 10 bin lira olan kök maaşa 2 bin 500 zam yapılması emeklilerin yüzünü güldürmedi.

Yolda sokakta çarşıda pazarda emekliler asık bir suratla dolaşıyor.

Dolaşmaya devam ediyor.

Neden?

Aldığı maaş yetmiyor.

Daha öncede yazdık. Yine yazalım.

Hayat pahalılığı ve enflasyon en fazla dar ve sabit gelirlinin üzerine bir küfe gibi biniyor binmeye devam edecek.

İyi de neden böyle.

Ekonomik tercihler ve yanlış politikalar ile .adil olmayan gelir dağılımı.

Tercih

Sermayeden yana olmak.

Sabit ve dar gelirliyi boğaz tokluğa mahkum etmek.

Yanlış politikalar ve hatalı sistem arayışları

 

16 milyon emekli var

Diyoruz ki Sosyal Güvenlik Kurumları can çekişiyor.

Alacağını alamıyor. Ödemeyi de kısıtlı yapıyor.

Baz verileri paylaştığımızda sosyal güvenlikteki kara deliği daha net görüyoruz.

Aile bütçesi gibi devletinde bir bütçesi var.

Gelir azalıyor. Gider çoğalıyor.

Bakın emekli sayısına.

Sosyal güvenlik sisteminde dengeler, 2023 yılında Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesinden yararlanarak emekli olanların da etkisiyle radikal biçimde değişti. Geçen yıl toplam sigortalı çalışan sayısı 1 milyona yakın azalırken, emekliler ve diğer aylık alanların sayısında 2,1 milyon dolayında artış yaşandı.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) verilerine göre “aktif sigortalılar”ın, Aralık 2022 itibarıyla 26 milyon

2023 itibarıyla 25 milyon.

Buna karşılık Kurum’dan aylık alan emekliler ile malullük, ölüm, sürekli iş görmezlik aylık ve geliri alanların dosya bazında toplam sayısı yüzde 16 oranında 2 milyon 100 bin 949 artarak 16 milyon ulaştı.

 

Denge tarihi dip seviyede

 Sosyal güvenlikte bir emekliye düşen sigortalı çalışan sayısını gösteren; adına prim yatırılan sigortalı sayısının, dosya bazında aylık ve gelir alanlara bölünmesiyle bulunan “aktif/pasif dengesi” 2022 sonundaki 2,01’lik düzeyinden 2023 sonunda 1,67’ye indi. Ekonomi çevrelerinde, bir sosyal güvenlik sisteminin sağlıklı işlemesi için ideal aktüeryal denge olarak “ortalama 4 aktif çalışana 1 emekli” düşmesi gerektiği genel kabul görüyor.

 

Halk arasında bir söz vardır ya.

Batan geminin malları misali

.Kasa tam takır ama biz ha bire para dağıtmaya da devam ediyor.

Adına verginin silinmesinden başlayıp teşviklere kadar uzanan bir liste sayesinde

Bakın

2023’te, bütçe açığı 1 trilyon 375 milyar lira.

Peki almaktan vazgeçtiğimiz vergi

  1 trilyon 477 milyar lira.

22 yılda 14 vergi affı yasası çıkardı.

 1923-2002 yılları arasında ise Türkiye’de 26 af yasası çıkarıldı.

Kayıt dışının önüne geçilmediği sürece daha çok vergi SGK ve benzeri af yasaları çıkarıp gelir elde etme hayaline devam ederiz.

 

Şatafatlı yaşama devam

Kayıt dışına en yeni ve net örnek şu:

Temmuz başında vergi müfettişleri, lüks araç sahibi olan kişilerin bu araçları hangi gelirle elde ettiğini ve bu geliri beyan edip etmediğini araştırmaya başladı.

Lüks segmentinde yer alan 7 bin 885 araç üzerinde yapılan çalışmalarda, herhangi bir gelir beyanı veya şirket ortaklığı olmayan ya da ortaklığı olmasına rağmen şirketleri kar dağıtımı yapmamış mükellefler tespit edildi.

Bu lüks araçların, 2022, 2023 ve 2024 model Porsche, Bentley, Ferrari, Lotus, Maserati, Mercedes (Maybach, G, S) ve BMW (740, I7) markalarında olduğu görüldü.

Lüks araç sahiplerinden sadece 150'sinin gelir mükellefiyeti bulunduğu ve bunlardan 100'ünün karının da 1 milyon liranın altında olduğu tespit edildi.

            Daha anlaşır olması için yazalım.

            Gelir beyan etmiyorsunuz. Ama 23 milyona araç alıyorsunuz.

            Gelir beyan ediyorsunuz ama

           Vergileri yatırmıyorsunuz.Vergileriniz siliniyor.Teşvik vs diye alınmıyor.

            SGK na çalışan işçileri bildiriyorsunuz ama SSK ödemesini yapmıyorsunuz.

            Devlete borçlusunuz ama şatafat içinde yaşamaya devam ediyorsunuz.

            Bir rakam vereyim.

           SSK’nın prim alacağı 100 milyarı geçti.

            Hani siyasi malzeme haline gelen 16 milyar belediye ve iştiraklerinin SSK borcu var.

             Belediye borcunun tam 8 katı SSK alacağı var  firma ve şahıslarda.

Türkiye’deki toplam belediye sayısı 1402.

 Bunların 1307’sinin SGK’ya prim borcu var.

Yani belediyelerimizin yüzde 93’ü bir finansman yöntemi olarak SGK’ya çalışanları için yatırması gereken primleri yatırmıyor.

Zihniyet ‘Devlet malı deniz…’ diye başlayan meşhur bir söz var ya.

Bu söz aslında devletin değil bizim paramızı birileri cukka ediyor.

Sonrasında gelsin enflasyon gelsin hayat pahalılığı.

Çözüm

Yeni bir düzenleme yapılmalı vergi ve SSK da.

Devlet alacaklarını acilen tahsil etmeli.Az kazanandan az çok kazanandan çok vergilerini almalı.Kayıt dışının önüne geçmeli.

Tercihini programını sabit ve dar gelirliden yana kullanmalı.

Olur mu?

Zor ama olmazsa batıyoruz haberiniz olsun…

Bunları yazmak ve paylaşmak zorundayız.

Doğru tektir.

Usta gazeteci rahmetli Uğur Mumcu ne demişti.

            "Haklıdan yana değil, güçlüden yana olanlar korkak ve kaypak olurlar.

             Güç merkezi değiştikçe dönerler; fırıldak olurlar!.."

             Mutlu ve aydınlık yarınlara…