Ülke siyasetinde ortam oldukça gerildi.

Önce şu tespiti yaparak yorumlara geçelim.

Asıl amaç Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi ve yanında da anayasa değişikliği yapılması.

Bu mecrada olan yolculuğa ve yaşananlara bakalım

O zaman daha net analiz yapma şansımız olacak.

YAŞANANLAR YAPILANLAR

Önce MHP Lideri Devlet Bahçeli konuştu. Bahçeli bebek katili Öcalan’ın PKK’nın silah bırakması halinde ‘Umut hakkından’ faydalanmasını grup toplantısında dillendirdi. Bir konunun daha altını çizdi. Bu konuda Edirne(Selahattin Demirtaş) ve Kandil’in muhatap alınmayacağını da ekledi.

Çünkü Anayasa değişikliğinde mecliste olan DEM’e ihtiyaç var.

Cumhurbaşkanı seçimlerinde de yüzde 10’a yakın oyu olan bu partiyi yanında görmek istiyorlar.

Kandil’den bu konuda olumsuz cevap geldi. Öncesinde de CHP Lideri Özgür Özel, Edirne’de tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etmişti.

Terörist başı Apo’nun yeğeni milletvekili Ömer Öcalan sözüm ona PKK lideri Öcalan ile İmralı’da görüştü. Şartları tecridin kaldırılmasıydı. DEM Partisi yetkilileri de ‘Onurlu Barış’ olmasının şartı Öcalan’ın tecridinin kaldırılmasını açıklıyordu.

Sonrasında PKK’lılar Ankara Kahramankazan’daki TUSAŞ (Türk Havacılık ve  Uzay Sanayi AŞ) saldırdı. 5 şehidimiz oldu.

İMAMOĞLU BAYRAM MESAJI VERDİ SİYASET TAOZ DUMAN

29 Ekim Cumhuriyet Bayramına gelindi.

Burada Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan çok önemli mesajlar verdi. Erdoğan birlik, bareberlik ve dayanışmaya vurgu yaptı.

İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 29 Ekim cumhuriyet Bayramında verdiği mesaj, siyasi havayı toz duman etti.

İmamoğlu mesajının bir bölümünde diyordu ki, ‘Bir kez daha zor zamanlardan geçiyoruz. Bir kez daha içeride kutuplaşmanın, ayrışmanın birbirinden uzaklaşmanın yol açtığı tahribatlardan. Kuzeyimizde Avrupa'yı, güneyde tüm Ortadoğu'yu tehdit eden savaşların tam ortasındayız. Sorunlarımız var doğru. Büyük ve önemli sorunlarımız. Ancak her daim küllerinden yeniden doğmayı başarmış bizzat kendisi mucizeler yaratan bir milletimiz de var. Yüz senedir uğraşıp da çözemediğimiz sosyolojik etnik meselelerimiz var, doğru. Ancak ülkemizin, devletimizin beka meselesi çok daha büyük, çok daha geniş. Asıl sorunumuz siyasi, kurumsal ve toplumsal çürümedir. Asıl sınavımız bu çürümeyi durdurmak, ardından yenilenmek, tazelenmek ve kararlılıkla ayağa kalkmaktır. Yoksulluk, ahlaki çöküşten, adaletsizlikten, kardeşin kardeşe düşman edildiği çatışmalardan ve milletin arasına sokulan nifaklardan kurtulana kadar vereceğimiz çok büyük sınav budur.’

İmamoğlu, ulusal ve uluslararası konuları Cumhuriyet Bayramı mesajında ele alarak Cumhurbaşkanlığı yarışında bende varım mesajı veriyordu.

Ve Esenyurt olayı geldi.

CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e, 30 Ekim’de görevden el çektirilerek yerine kayyum atanmasından sonra, Pazartesi günü de Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük ve Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan görevden alındı ve yerlerine kayyum atandı.

Bu gelişmelerden sonra

Muhalefet cephesinde, iktidarın "daha sert, kutuplaştırıcı" bir politika izleyeceği yorumu yapılırken; CHP Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atanmasının ardından Antalya’daki milletvekili kampını İstanbul’a taşıdı ve üç gün boyunca yapılan tartışmalarda önümüzdeki sürece ilişkin yol haritasını belirleyen CHP yönetiminin ortaklaştığı en önemli konu, iktidara "erken seçim baskısı" oluşturulması kararı oldu.

CUMHURİYET HALK PARTİSİ AYAĞA KALKTI

Bu kapsamda, milletvekilleri parti yöneticileri, Parti Meclisi üyeleri; Anadolu’nun çeşitli illerinde, pazar yerlerini ziyaret ederek yurttaşın ekonomik sorunlarını Türkiye gündemine taşıma kararı alındı.

CHP Lideri Özgür Özel’in bir süredir "erken seçim" çağrısı yaptığına dikkat çeken parti kurmayları, "Elbette sadece bizim çağrımızla erken seçim olmaz. Erken seçim kararı için de sayımız yeterli değil. Ekonomik sıkıntılar ortada ve bu önümüzdeki yıl daha da artacak. Eğer halk talep ederse, iktidar erken seçimden kaçamaz" değerlendirmesini yapıyorlar.

Bu arada yaşanan kayyum olayları sırasında CHP de gelişmeleri de ele alalım.

En sık konuşulan konu CHP’de ayrışma yaşanır mı?

Çünkü

Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atanmasının ardından, parti yönetimi bütün belediye başkanlarını İstanbul’a destek için çağırmıştı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın da aralarında bulunduğu bazı belediye başkanlarının, İstanbul’a gitmemesi siyasi kulislerde "CHP’de kayyum çatlağı" olarak yorumlanmıştı.

CHP’de partili belediye başkanları veya milletvekilleri içinde farklı düşünen grupların yeni olmadığını ve kritik konularda farklı görüşler dile getirilmesinin "bölünme, ayrışma" anlamına gelmeyeceğinin altını çizelim.

Ki bu destek sırasındaki eleştirilere CHP kurmayları "Biz sosyal demokrat bir partiyiz ama farklı duyarlılıkları olan arkadaşlarımız var. Daha muhafazakâr düşünen veya daha ulusalcı düşünenler var, bu hep olacaktır” Bazı arkadaşlarımız da haklı mazeret bildirdi, mesela yurt dışında olanlar var. Kamptaki toplantılarda da farklı, eleştirel görüşler dile getirenler oldu. Ama acil, kritik konularda, hangi kanattan olursa olsun ortaklaşılır. "Esenyurt Belediye Başkanı hakkında farklı düşünenler olabilir ama hiçbir arkadaşımız kayyumu savunmaz." açıklaması geliyordu.

Yani CHP’de çatlak bekleyenleri hevesleri kursaklarında kalıyordu.

Öyle ki

CHP’li Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal’da TV’de yaptığı açıklamada Cumhuriyet Halk Partisine mensup olmaktan gurur duyduğunun altını çizerek CHP’de farklı düşüncelerin olmasının doğal olduğunu belirtip net olarak kayyuma karşı olduğunu da anlatıyordu.

Bu gelişmelerden sonra İmamoğlu elini daha fazla yükseltti.

 Genel Başkan Özel ile istişare ederek Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı sıfatıyla siyasi parti liderleri ile görüşmelere başladı.

Bakın kayyum ataması mevcut iktidara oy kazandırmaz. Örnek Urla.

2019 yılında Urla ilçesinde yapılan seçimde CHP’li Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz seçimi kazandı. Aldığı oy yüzde 68, AKP’li belediye başkan adayının aldığı oy yüzde 25.44’tü…

4 yıl kayyım sonrası CHP yüzde 70.52 oy aldı.

Vatandaş, oylarıyla başkanlığa oturan insanlar, siyasallaşmış yargı kararları ile devrildiği zaman, bu adaletsizliğe Urla’da olduğu gibi sandıkta cevap veriyor.

Yargıyı siyasallaştırmamak lazım.

 Öyle ki yarattığı hasarı tamir etmek çok zor ve güç oluyor.

Demokrasi herkese lazım…